Günümüzde kamuya atanmak isteyen birçok adayın karşısına çıkan en kritik sorulardan biri: HAGB memuriyete engel mi? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), hukuken bir mahkûmiyet sayılmasa da, güvenlik soruşturmaları, arşiv araştırmaları ve bazı kurumların değerlendirme süreçlerinde olumsuz olarak yorumlanabiliyor. Bu nedenle adayların, hem hukuki dayanakları hem de emsal yargı kararlarını bilerek hareket etmesi büyük önem taşıyor.
Bu yazıda; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın HAGB kararlarına ilişkin emsal içtihatlarını, yüz kızartıcı suçlar, FETÖ davaları, polislik başvuruları ve özel güvenlik gibi mesleki istisnaları ayrıntılarıyla ele alacağız. Ayrıca HAGB kararlarının arşiv araştırmasında görünüp görünmediğini, bu kararların memuriyeti hukuken engelleyip engellemediğini ve kurumsal ret kararlarına karşı nasıl bir hukuki yol izlenebileceğini de açıklayacağız.
Eğer hakkınızda bir HAGB kararı varsa veya geçmiş bir yargılamanın memuriyet başvurunuza engel olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız, bu rehber sizin için kapsamlı ve güncel bir yol haritası niteliğinde olacak.
HAGB Memuriyet Emsal Karar
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı, ceza mahkemelerince verilen ve belirli koşullarla açıklanması ertelenen bir karardır. Hukuken bu karar bir mahkûmiyet hükmü sayılmaz. Ancak birçok memur adayının karşılaştığı durum şudur: Kurum, HAGB kararını gerekçe göstererek atamayı iptal eder. Bu noktada adaylar “HAGB memuriyete engel mi?” sorusunun yanıtını yalnızca kanunlarla değil, aynı zamanda emsal mahkeme kararlarıyla değerlendirmelidir.
Anayasa Mahkemesi: HAGB Mahkûmiyet Değildir
Anayasa Mahkemesi’nin 2018/19673 sayılı kararı, bu konuda bir dönüm noktası olmuştur. Kararda, HAGB verilen bir kişi hakkında yapılan güvenlik soruşturması sonucu atamanın iptal edilmesi, masumiyet karinesinin ihlali olarak değerlendirilmiştir. Karara göre:
“HAGB kararı, kişinin suçlu olduğu sonucuna ulaşılsa bile hüküm doğurmayan bir karar türüdür. Bu nedenle kişinin suçluymuş gibi değerlendirilmesi masumiyet karinesine aykırıdır.”
Danıştay ve Bölge İdare Mahkemesi Emsalleri
İzmir 2. İdare Dava Dairesi (2018/4036 E., 2018/3919 K.) kararı: Kasten yaralama ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet nedeniyle HAGB verilen uzman erbaşın sözleşmesinin feshedilmesi hukuka aykırı bulunmuş, işlem iptal edilmiştir.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi (2022/373 E., 2022/1023 K.): Terör örgütüne üyelikten HAGB alan kişinin güvenlik soruşturması olumsuz değerlendirilmiş ancak Anayasa Mahkemesi kararı ışığında iptal edilmiştir.
Ne Anlama Geliyor?
Bu kararlar açıkça şunu söylüyor: HAGB, memuriyete doğrudan engel değildir. Eğer bir kurum yalnızca HAGB kararını gerekçe göstererek sizi memuriyete almazsa, bu karar yargı yoluyla iptal ettirilebilir.
Yüz Kızartıcı Suçtan HAGB Memuriyete Engel Mi?
Yüz kızartıcı suçlar, kamuoyunda ve mevzuatta ahlaka aykırı, kamu düzenini zedeleyici nitelikte görülen suçlardır. Bu suçlara örnek olarak hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve zimmet gibi fiiller gösterilebilir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5 maddesinde bu tür suçlardan mahkum olmamak memuriyetin ön koşulu olarak düzenlenmiştir.
Ancak burada önemli bir ayrım vardır: HAGB kararı mahkumiyet hükmü değildir. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre HAGB, belirli şartların sağlanması hâlinde hükmün açıklanmasının ertelenmesidir. Yani kişi hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet söz konusu değildir.
Bu nedenle, yüz kızartıcı bir suçtan dolayı HAGB kararı verilmişse, hukuken bu durum tek başına memuriyete engel değildir.
Ancak uygulamada bazı kurumlar, HAGB kararını gerekçe göstererek adayın atamasını yapmamakta, güvenlik soruşturmasını olumsuz değerlendirmektedir. Bu gibi durumlarda devreye idare mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesi içtihatları girmektedir.
Örneğin:
Danıştay 2. Dairesi, cinsel saldırı suçundan HAGB alan bir aile hekiminin sözleşmesinin feshedilmesini hukuka aykırı bularak göreve iade kararını onamıştır.
Anayasa Mahkemesi, HAGB kararına dayanılarak kişinin suçlu gibi değerlendirilmesini masumiyet karinesine aykırı bulmuş ve idari işlemin iptaline karar vermiştir.
Kısacası, yüz kızartıcı bir suçtan HAGB almış olmak, genel hukuk kuralları çerçevesinde memuriyete engel teşkil etmez. Ancak bazı özel meslekler (polislik, özel güvenlik gibi) özel düzenlemelerle bu durumu istisna tutabilir.
HAGB Arşiv Araştırmasında Çıkar Mı?
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı, adli sicil kaydında görünmez. Çünkü bu karar, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı sayılmaz. Ancak konu arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması olduğunda durum farklılaşmaktadır.
Adli Sicil Kanunu’nun 10. maddesi ve ilgili yönetmeliklere göre, HAGB kararları sadece özel bir kayıt sisteminde tutulur ve yalnızca bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında yetkili merciler tarafından görülebilir. Fakat 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu kapsamında yapılan işlemlerde bu bilgilere erişim mümkündür.
Bu nedenle:
Evet, HAGB kararı arşiv araştırmasında çıkabilir.
EGM, Jandarma veya ilgili kamu kurumu, HAGB kararına ait bilgiye ulaşabilir.
Bu bilgi, atama yapılacak kuruma iletilir ve değerlendirme komisyonu tarafından dikkate alınabilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus şudur: HAGB’nin arşivde çıkması, otomatik olarak memuriyete engel oluşturmaz. Bu durum, sadece kurumların değerlendirmesine sunulacak bir veridir. Kurumlar bazen HAGB’yi olumsuz gerekçe olarak kullanabilir; fakat bu uygulama yargı denetimine açıktır.
Nitekim birçok idare mahkemesi kararı, HAGB bilgisinin sadece arşiv araştırmasında yer almasının hukuka aykırı bir şekilde olumsuz değerlendirme nedeni yapılamayacağını belirtmiştir. HAGB arşiv araştırmasında görülebilir; fakat bu bilgiye dayanarak yapılan olumsuz işlemler, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarıyla iptal ettirilebilmektedir.
HAGB Polisliğe Engel Mi?
HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı, genel memuriyet başvurularında doğrudan engel teşkil etmemekle birlikte, polislik gibi özel güvenlik ve kolluk mesleklerinde farklı bir şekilde değerlendirilir. Çünkü polislik mesleğine giriş, sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na değil, aynı zamanda özel yönetmeliklere ve özel güvenlik soruşturması kurallarına da tabidir.
Örneğin; Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’nin 8. maddesinde, adaylarda şu şart aranır:
“…Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası ile mahkûm olmamak… hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak…”
Bu ifadeden açıkça anlaşılacağı üzere, polislik başvurularında HAGB alınmış olsa dahi, bu durum engelleyici bir neden olarak açıkça belirtilmiştir. Yani kanuni dayanağa sahip özel düzenlemeyle, HAGB kararı olan bir adayın polis olmasının önüne geçilmiştir.
Ancak bu durumda da bazı yargı kararları dikkat çekicidir. Bazı davalarda mahkemeler, kişinin olayın niteliğine, suça konu olan eylemin ağırlığına ve kurumun kritikliğine göre takdir yetkisinin keyfi kullanılamayacağını vurgulamıştır. Yine de polislik gibi kritik görevlerde HAGB’li adayların başvurularının reddedilmesi, genel hukukta değil, özel mevzuatta doğrudan yer aldığı için yargı tarafından daha sınırlı şekilde müdahale edilebilmektedir.
HAGB kararı polislik için hukuken bir engeldir. Ancak olayın içeriğine göre yapılacak bireysel başvurular ve idari davalar, istisnai durumlarda olumlu sonuç verebilir.
FETÖ HAGB Memuriyete Engel Mi?
FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü) üyeliği veya bu örgütle iltisaklı eylemler nedeniyle yargılanan kişiler hakkında da zaman zaman HAGB kararları verilmektedir. Bu durumda en çok merak edilen sorulardan biri, “FETÖ kapsamında verilen HAGB kararları memuriyete engel olur mu?” şeklindedir.
HAGB hukuken mahkûmiyet kararı sayılmadığından, Devlet Memurları Kanunu’nun 48/A-5 maddesinde belirtilen memuriyete engel suçlar arasında doğrudan yer almaz. Ancak FETÖ gibi örgüt suçları söz konusu olduğunda, kamu kurumlarının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmalarındaki değerlendirme kriterleri farklılaşmaktadır.
Kurumlar çoğu zaman bu tür HAGB kararlarını, özellikle “devletin güvenliği” veya “anayasal düzene karşı işlenen suçlar” kapsamında yorumlayarak olumsuz güvenlik soruşturması gerekçesiyle memuriyet başvurusunu reddetmektedir. Ancak bu durum idari yargı mercileri tarafından denetlenmektedir.
İstanbul ve Ankara Bölge İdare Mahkemeleri ile Danıştay’ın çeşitli kararlarında, FETÖ üyeliğinden verilen HAGB kararlarının tek başına memuriyete engel oluşturamayacağına hükmedilmiştir. Özellikle, mahkemeler kişinin suça dair eyleminin niteliği, etkin pişmanlıktan faydalanıp faydalanmadığı ve kurumun niteliği gibi hususları birlikte değerlendirmekte; somut delillere dayanmayan ret işlemlerini iptal edebilmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvurulara ilişkin verdiği kararlar da bu doğrultudadır. Mahkeme, HAGB kararına dayanılarak yapılan atama iptallerinin çoğu zaman masumiyet karinesini ihlal ettiğine dikkat çekmiştir.
FETÖ kapsamındaki suçlardan verilen HAGB kararları, bazı hassas kurumlardaki görevler için daha dikkatli değerlendirilse de, genel kamu görevleri bakımından tek başına engel olarak görülemez. İlgili kişi hakkında başka bir soruşturma veya ciddi idari tespit yoksa, yargı yolu ile memuriyetin önü açılabilir.